Çalmadan Oynar Bizim Ayılar

Az önce keyif çayımı yudumlarken bir taraftan da TVde sörf yapıyorum.Dolaşırken ATV denk geldi.Baktım bizim Aydın’ın programı.Her zamanki gibi değişmeyen konukları olan Ahu Tuğba ve yavuklusu Meriç midir ne denyodur işte o var.Aydın önce ahu Tuğba’yı çağırdı sahneye o da sanki konsere çıkar gibi iki üç alkışçının alkışı arasında çıktı geldi.Sonra bizim denyoyu çağırdı sahneye.Abicim adamın öyle bir gelişi var ki sormayın.Arka fonda Hadise’nin Stir me up şarkısı çalıyor.Oynamaya çalışıyor ama nasıl oynama?Sanki sahneyi yıkacak tepinirken.Valla bir ayı çıkarsanız daha güzel oynardı.Hergün böyle rezil programlardan bıkmıştım ki imdada Dünya Kupa’sı yetişiyor.Aydın’a mail çekeceğim bi tane ayı bulsun da oynatsın.Öyle inanın ki daha çok ilgi çekecek ve ayı bizim denyodan daha iyi oynacaktır :D.

Telekom’un Ağzından Bal Damlıyor

Türk Telekom yönetim kurulu başkanı Poul Doany dün bir basın açıklması yapmış.Babacan demiş ki ” Türkiye’de adsl fiyatlarını düşüreceğiz veya internet hızlarını iki katına çıkartacağız”.Şimdi ben bu söleri duyduktan sonra sevindim aslında.Ama bir yönden de aman aman kalsın diyesim geldi.Neden mi?Mesela 256’lık bir bağlantıya sahibim.Ancak bana tam 256’lık bir hizmet verilmiyor.Ya 216 veya 226’da kalıyor :D.Önce adam gibi dedikleri hızda internet hizmeti versinler sonra arttırsınlar bence.Bir de mümkünse şu destek hattına birşeylerden anlayan adamlar koysunlar.Adama ben adsl kullanıcısıyım dediğimde karşıdaki kişican bana “adsl nedir” diye bir soru sormasın lütfen :P.

Düzensizlik

iki üç gündür nasıl yattığımı ve nasıl kalktığımı ben de bişmiyorum.Gündüz yoğun bir koşuşturmaca oluyor ve acayip yoruluyorum.Akşam da eve gel, yemek ye , maç izle sonra da bilgisayarın başına geç bir kaç saat orda kal.Saat 2’ye yaklaşıyor yattığımda.Sabah da erkenden kalkıyorum.Bu düzensizlik vücudumun her yerine işliyor.Mesela böyle olduğu zaman sabah imkanı yok kahvaltı yapamıyorum.Öğle yemeği vakti geliyor yine hiç acıkma belirtisi yok.Geçen gün hatta öğlen yemeği ile akşam yemeğini birleştirdim.Bazı dişicanlar salatalık yeme tavsiyesinde bulundular.Salatalığı yememe rağmen durum böyle.Dengem çok pis şekilde bozuldu.Haftaya Ankara yolculuğu var gibi görünüyor.Orada bari birazcık kendime geleyim.Değilse durumlar hiç iyi değil :D.Ha unutmadan bende mezdeke’nin bir albümü var ancak ismini bilmiyorum.Acaba mezdeke sevenler var mı :D.

MSN Şifreniz Ne Kadar Zor?

Akşam bir forum sitesine takıldım birazcık.Başlıklara baktım zaten hep MSN hack filan yazıp duruyordu.ilgimi çeken bir başlık oldu girdim konuya baktım.Bir program vermişler.Programa sadece şifreyi giriyorsunuz ve o şifrede olan tüm MSN adreslerini buluyor.Maalesef gerçekten de çalışıyor.Bu programı yazan hangi akıla hizmet etmiş bilinmez ama bazı önlemler almak gerekiyor.ilk önce şifremizin kolay tahmin edilmeyecek birşey olması lazım.Doğum yılı ile takımının kuruluş yılını yazan arkadaşlar değiştirsin şifrelerini.Mesela 19701907 gibi bir şifre yapmayın.Dört sıfırdan oluşan bir şifre yapmayın.Böyle olanlar da değiştirsin.Çünkü program gözünüzün yaşına bakmıyor.Mutlaka zor birşeyler yapın.Hiç bulamıyorsanız harf ve rakamlardan oluşan bir kombinasyon kullanın.Bu programın ismini veya linkini istemek için de lütfen mail atmayın arkadaşlar çünkü cevap yazmayacağım böyle maillere.

Kendinizi Tanımak için Bir Test

1) Çok kalabalık bir lokantada, sipariş vermek için bekliyorsunuz. Fakat garson sizi 15 dakikadır görmüyor.
a) Garsona seslenerek el sallar, dikkatini çekmeye çalışırsınız.
b) Bir daha yanınızdan geçtiğinde nazikçe gülümser ve kibarca artık sipariş vermek istediğinizi söylersiniz.
c) Beklemeye devam edersiniz. Nasıl olsa bir ara sizi görüp gelecektir.

2) Haksızlık…
a) … sert bir biçimde cezalandırılmalıdır.
b) … değiştirilemez, en mantıklısı göz yummaktır.
c) … karşısında elinizden hiçbir şey gelmez.

Continue reading

Pozitif Haziran Sayısı

ilk sayısından beri ilgi ile takip ettiğim ücretsiz ama fazlası ile doyurucu bir e-dergi “Pozitif”.Özellikle açık kaynak’a fazlası ile dikkat çeken mükemmel bir dergi.Anca bu dergiye yeteri kadar ilgi gösterilmedi.Böyle başarılı bir yayına kimse sahip çıkmadı ki dergiyi çıkaranlar Haziran sayısının büyük ihtimalle son sayı olacağını söylemişler.Büyük firmalar neden büyük dergilere reklam vermek için sıraya geçerler de böyle başarılı ve ücretsiz bir dergiye katkıda bulunmazlar anlamam.

Dergiyi indirmek için resme tıklayın

kapak_haziran.png

Bir Trafik Kazası ve Bilinçsiz Doktorlar

italya maçının ikinci yarısını izliyordum ki aşağıdan bir gürültü koptu.Hemen balkona fırladım baktım yolun ortasında bir adam yatıyor.Hemen indim aşağıya.Zaten ben ininceye kadar mahalle toplanmış olay yerine.Adamı yukarıdan öldü sanmıştım inip bakınca gördüm ki turp gibi maaşallah :D.Ancak babacan birazcık alkollü olduğu için ne kımıldıyor ne de konuşuyordu.Bizim kendini doktor zanneden babacanlar da yok kafasını dik tutun, yok konuşturun, yok işte ayağa kaldırın falan filan ahkam kesiyorlar yani.Neyse bir babacanın tavsiyesi üzerine adamı ayağa kaldırdılar.Tabi bu arada ambulans çağrılmış fakat 500 metre ileriden 10 dk’da gelecek ya onu bekliyoruz.Bizim adamı kaldırdılar ayağa sonra adam yeniden yığıldı.Derken polis, ambulans hepsi geldi.Olay şöyle oluyor: bizim burada refüjdeki ağaçları, börtü böcekleri susuz kalmasın die belediye ekipleri sularlar.Takip edenler bilir geçende bununla da ilgili bir yazı yazmıştım.Belediye olayı biraz abartıp yolu da sulamış.Bizim alkolikcan da ileriden kaptırmış motorla girmiş suya sonra çıkamamış :D.Bu scoter tipli motorların zaten lastiğine su değdiği anda buz pistinde sürüyormuş gibi hissedersiniz kendinizi.Bu alkolikcanda da aynı tarif ettiğim tipte bişi varmış.Sonra hem alkol hem de suyun etkisi ile dengeyi tutturamamış.Dedim ki “ohh bugün sessiz sedasız yatıcaz” ama nerdeee?

Rezaletin Yeni Adı

Ödemeler için sabah gözümü adını anmak bile istemediğim bir bankada açtım diyebilirim.Zaten sıra için numara filan almıyorsunuz direkt kuyruğa geçiyorsunuz.Neyse geçtik kuyruğa başladık sıranın bize gelmesini beklemeye.Aradan uzun bir zaman geçti tam sıra bana geldi ki gişedeki kişican “beyefendi sistem kitlendi” dedi.O an içimden neler geçirmedim ki.Kuru fasülye yiyip bankaya gelmeyi, kitlenen sistemi kullanılmaz hale getirmeyi, o bilgisayarı ağzını eğerek konuşan kişicanın kafasına geçirmeyi ve yan tarafta sanki komedi film izliyormuş gibi denyo denyo gülen dişicanın ağzına kağıt tıkmayı ve buna benzemez neler neler.Birazcık bekledim ki sistem yeniden çalışsın diye.Bu bekleme yarım saatten fazla sürdü ve en sonunda sistem tekrar açıldı ve parayı yatırabildim.Ben kendimi bilmiyorum ama arkada bir babacan vardı banka yetkilisi ile tartışıyordu.Heralde o sinirle babacan bankacıyı hastaneye göndermiştir.Ayrıca güzel de küfür ediyordu :D.Bankadan çıktım tam motoruma bineceğim esnada hatuncanlar gördüm bissürü.Düşündüm de iyi ki beklemişim.Allah ne güzel hatuncanlar yaratmış böyle :P.Şimdi sanmayın sapık filan diye.Kötü bir niyetim yok.Dünya ahiret bacım onlar benim :D.

Bir Pazar Günü Hikayesi

Başlığı da öyle bir yazmışım ki sanki bir aşk hikayesi der gibi.Enteresan bir durum.Neyse uzatmayalım.Dün dehşet birgün geçirdim.Saat 11 gibi kalktım.Sonra geçtim benim teknolojik kutunun başına açtım MSN’mi birkaç arkadaşla konuştum tabi bir taraftan da çayımı yudumluyorum :D.Sonra bir dalmışım işlere o dosya senin bu pencere benim deli şeyler yaptım.Siteye baktım birazcık, mailleri okudum.Bilgisayar işlerim böylece bitmiş oldu.Bindim benim düldüle.Hava da sıcak zaten.Şöyle birazcık dolaştım ve Sinem ablamın ziyaretine gittim.Valla bi şalgam ikram etti ki tadı dehşet bişeydi.Ha bu arada Adidas’dan çok cici bir ayakkabı aldım :D.Bizim zamanımızda nerede böyle lüks ayakkabılar.Hiç olmazsa şimdilerde bari giyelim de ayağımız bayram etsin.Sonra ne yaptım?Çorbacıya gittim.Evet burada bir paça içmişim ki ohhh.Sonra akşam eve dönüş yaptım maç izle bilgisayara takıl derken gün bitti.Size bir olayı ispitlemek istiyorum.Yine Yakuter ile ilgili :D.Yakuter aga temasının %60’ını bitirmiş.Ayrıca ajax da kullanıyormuş :D.Ben çok güzel bişeyler bekliyorum ama bakıp göreceğiz.